“Divane”, “Esirinim” ve “Masal” albümlerinden Yaşar’a ait 12 parçadan oluşan, “DEM” adlı albüm bayramda müzik marketlerdeki yerini alacak. Akustik Best Of olarak hazırlanan “DEM” adlı albümde ud, cümbüş, buzuki, flüt, kemençe, duduk gibi ensrtümanlar kullanıldı. “Kör Bıçak”ta da Hüsnü Şenlendirici klarnetiyle Yaşar’a eşlik etti.
Prodüktörlüğünü Rıza Erekli’nin, müzik direktörlüğünü Tansel Doğanay’ın yaptığı albüm, Seyhan Müzik etiketiyle Ramazan Bayramı’nda müzik raflarında yerini alıyor.
Müzik eleştirmenleri, radyo programcıları ve müziğin ustaları tarafından Türkiye’nin yeni Pop Starı ilan edilen ve dünya müzik sektöründe single çalışmalarının Türkiye’de öncüsü olan Murat Boz’un yeni single çalışması ’Uçurum’ Dokuz Sekiz Müzik etiketiyle çok yakında karşınızda…
Murat Boz’un yeni single çalışmasında üç farklı şarkı ve versiyonları bulunmaktadır. Çıkış şarkısı olan ‘Uçurum’ sözü ve müziği Soner Sarıkabadayı, düzenlemesi ise Suat Aydoğan’a aittir.
Murat Boz kötülerle savaşıyor…
Müziğin gerçek savaşçısı olarak göreceğiniz Murat Boz, single için özel hazırladığımız fotoğraflarından da farkeceğiniz gibi müziğin korsanlar tarafından sanatçı ve müzik severlere verdiği zararın yine kaliteli müzik ile savaşı kazanabileceğini gösteriyor.
‘Uçurum’ klibiyle de çok konuşalacak…
Dokuz Sekiz Müzik Yapım etiketiyle müzik marketlerde yerini alacak single çalışmasının klibi önümüzdeki hafta ekranda olacak.
Özgün 2. albümü Nöbetçi Aşıkın 4. klibini Kıpır Kıpır adlı şarkıya çekti.
Sözü Özgün ve İsra Gülümser’e, müziği İskender Paydaş´a ait olan şarkının klibi için yeni bir imajla kameraların karşısına geçen genç popçu bu değişikliği şimdilik sır gibi saklıyor.
Yeni imajının sürpriz olmasını isteyen Özgün çekim fotoğraflarının ve görüntülerinin klip müzik kanallarında dönmeye başlamadan önce asla gündeme gelmesini istemiyor.
Klibin yönetmenliğini Bertan Başaran üstlendi. 35 mm´lik film formatında ve siyah-beyaz çekilen klipte stilist olarak Burak Ertaş, saç ve makyaj tasarımcısı olarak da Jerry Stolwijk yer aldılar.
Özgün´e klipte Marketa, Aline ve Anna adlı 3 Macar manken eşlik ediyor.
Sıla yeni albümde melek oldu
Sılanın merakla beklenen ikinci video klibi tamamlandı. Albümdeki akustik parçaların en iyi örneklerinden biri olan "Kenar Süsü"ne çekilen video klipte genç sanatçı başarılı yönetmen Murad Küçük ile ikinci kez çalıştı.
İlk video klibinde "kendine güvenen böyle gelsin" diyerek şarkının yapısı gereği sert bir mizaç sergileyen Sıla, ikinci klibinde tek başına kamera karşısına geçerek sadeliği ve uçuşan tül elbisesi ile bir meleği andırıyor. Genç sanatçının klip çekiminde kullandığı kıyafet bir gelinlik tasarımcısı tarafından özel olarak hazırlandı. Sözü ve müziği Sıla"ya düzenlemesi Nedim Ruacan"a ait olan "Kenar Süsü"nün çekimlerinde kostüm içine özel bir yelek giyen sanatçı, bu yeleğe monte edilen çeşitli teknik araçların yardımı ile yukarıya kaldırılıp, 12 saat süren çekim boyunca havada asılı kaldı.
Tarkan, geçtiğimiz yıl çıkardığı "Come Closer" isimli İngilizce albüm ile yurtdışındaki çalışmalarına ağırlık vermişti. Ünlü şarkıcı, tamamı Türkçe şarkılardan oluşan yeni albümü Metamorfoz´u piyasaya çıkardı. İstanbul Plak´tan ayrıldıktan sonra tüm albümlerini kendi müzik şirketinden çıkaran Tarkan, yeni albümü için ise DMC ile anlaştı.
15 şarkının yer aldığı albümde grup, klasikleşmiş yabancı şarkıların alaturka yorumlarının yanı sıra, ilk defa kendi bestesine de yer verdi. Aykut Sütoğlu ve Gökay Süngü´nün bestesine, grubun vokali Emir Yeşil tarafından İngilizce sözler yazıldı ve "Oh! Life" ortaya çıktı. Grup, böylelikle kendilerinden yeni şarkılar duymak isteyenleri "tadımlık" da olsa bir süprizle selamlamış oluyor.
Yeni albümün en büyük süprizleri ise Işın Karaca ve Teoman... Albümde Europe´un efsaneleşmiş şarkısı The Final Countdown´u Işın Karaca, Helldorado´nun fenomen olan hiti A Drinking Song´u ise Teoman seslendiriyor.
Harun Kolçak, sözlerini Hande Yener’in yazdığı‚ "Aşk Beni Hep Değiştirecek" ile gündemi sarsacak
Harun Kolçak müzik dünyasında bir devrin kapısını daha aralıyor. Şimdiye kadar sevenlerinin karşısına farklı müzik tarzı ile çıkan Harun Kolçak, kendisi için özel hazırlanan müzik tarzı, kayıtlar ve düzenlemeler ile bu kez de çok farklı bir şekilde sevenlerinin karşısında olacak. Müziği ve düzenlemeleri Erol Temizel’e, sözleri Hande Yener’e ait "Aşk Beni Hep Değiştirecek" şarkısını seslendirecek. Harun Kolçak’ın bu hafta çıkacak single içinde 2 farklı versiyonu ve 2 farklı radio versiyonu yer alıyor.
Bu single’in produktörü Hande Yener’e yapımcılığı ise Özgür Aras’a ait. 2007’in son aylarının en iddialı çalışması olan "Aşk Beni Değiştirecek" single için günlerdir çalışan Harun Kolçak, "Kapı aralanıyor, yakında tamamen açılacak“ diyor. Kayıtlarının T-Ekspres Stüdyoları’nda gerçekleştiği single’ın müzik direktörü ise elektronik dans müziğinin en önemli prodüktörlerinden olan Erol Temizel.
"Nasıl Delirdim" albümünde ilk kez söz yazarak güzel şarkılara imza atan ve büyük beğeni toplayan Hande Yener, tek başına bu kez de Harun Kolçak için yazdığı "Aşk Beni Hep Değiştirecek’" şarkısı ile büyük alkış alacak. Hande Yener, Harun Kolçak’ın şarkısını seslendirmesinden çok mutlu ve heyecanlı olduğunu belirtiyor. MTV’de "Hande Yener Extra" isimli programa katılan ve şarkıyı ilk kez orada seslendiren Harun Kolçak, "Aldığımız tepkilerden dolayı çok mutluyum. Şimdiden herkes şarkıyı çok sevdi. Hande bana bu projede güç verdi." dedi.
Kemal Doğulu objektifinden çıkan resimler ve video kliple Harun Kolçak bu sefer farklı ve yepyeni tarzıyla sevenlerinin karşısına Yaşar Kekeva Plak etiketiyle çıkacak...
Dünyaca ünlü İtalyan tenor Luciano Pavarotti toprağa verildi.
71 yaşında hayata veda eden tenorun cenaze törenine yaklaşık 50 bin kişi katıldı.
Törene Rock yıldızları, siyasi liderler ve ünlü sinema yıldızları ve yönetmenleri katılırken, hoparlörlerden Pavarotti´nin seslendirdiği çeşitli parçalar çalındı.
İtalyan hava kuvvetlerinin akrobatik takımı ise törenin yapıldığı katedralin üzerinde gösteri uçuşları yaptı.
Törende Pavarotti´nin dul eşi Nicoletta Mantovani´nin yanında U2 grubunun solisti Bono, İtalyan film yönetmeni Franco Zeffirelli ve eski eşi Adua oturdu.
Tören İtalyan devlet televizyonu ve internetten canlı yayınlandı.
Pavarotti´nin cenaze törenini 5 milyon italyan izledi
Pankreas kanseri nedeniyle 71 yaşında hayata veda eden ünlü İtalyan tenor Luciano Pavarotti´nin dün düzenlenen cenaze törenini 5 milyondan fazla İtalyanın televizyondan izlediği açıklandı.
Devlet televizyonu Rai´den naklen yayımlanan törenin toplam 5,4 milyon İtalyan tarafından televizyon ekranından izlendiği belirtildi.
Cenaze töreni ve öncesinde ise 100 bin kişinin Pavarotti´ye son kez veda etmek için Modena´daki şapeli ziyaret ettiği belirtiliyor.
Bilkent Odeon Gösteri Merkezi´nde sahne alan Sezen Aksu, şarkıları ve sahne performansıyla izleyenlere keyifli bir akşam yaşattı. Yaz konserleri kapsamında sahne alan Aksu, eski ve yeni 20 eserini seslendirdi.
Erdem Sökmen ve Erdinç Şenyaylar gibi ünlü iki gitar virtüözünün de aralarında bulunduğu 14 kişilik orkestra önünde şarkılarını seslendiren ünlü sanatçı, şarkı aralarında da siyaset başta olmak üzere çeşitli konularla ilgili mesajlar verdi. Sağlık problemleri olmadığı takdirde her yıl Ankara´da konser vermek istediğini belirten Aksu, yaz konserleri kapsamında Türkiye´nin çeşitli illerinde konser verdiğini söyledi ve bundan büyük mutluluk duyduğunu dile getirdi.
Aksu, şarkılar sayesinde izleyicilerle gönül bağı kurduğunu belirterek bu bağın hayatı kolaylaştırdığını kaydetti.
Gündeme ilişkin esprili değerlendirmeler de yapan Minik Serçe, ´´Örtüye bakmam icraata bakarım, iyiyse şapka çıkarırım. İçimde çok iyi hisler var. Türkiye´de çok güzel şeyler olacak. Demokrasinin olmazsa olmazları var, buna uymamız lazım´´dedi.
Magazin programlarını da eleştiren Minik Serçe, uzun süredir magazin programlarını izlemediğini belirtti. Türkiye´nin 300 kişiden ibaret olmadığını söyleyen Aksu, ´´magazin medyasının Türkiye´den haberleri olmadığını´´ savundu.
Aksu, konseri izlemeye gelenlerden söz konusu programlara karşı tavır göstermelerini istedi.
İtalyan tenor Luciano Pavarotti´nin öldüğü açıklandı.
Pavarotti´nin menajeri Terri Robson, geçen yıl pankreas kanseri olduğu anlaşılan ünlü sanatçının bugün erken saatlerde öldüğünü söyledi. Bazı çevreler tarafından kuşağının en büyük opera sanatçısı olarak gösterilen Pavarotti 71 yaşındaydı.
Pavarotti cumartesi günü toprağa verilecek
İtalyan tenor Luciano Pavarotti, Cumartesi günü İtalya´nın Modena kentinde toprağa verilecek. Pavarotti´nin naaşının bugün sevenlerinin ziyaretine açılacağı, cenaze töreninin ise Cumartesi günü Modena Katedralinde yapılacağı açıklandı.
Pavarotti´nin ölümüyle İtalya´daki sanat dünyası derin bir hüzne bürünürken, aile bireylerine taziye mesajları yağmaya devam ediyor.
İtalya Başbakan Yardımcısı ve Kültür Bakanı Francesco Rutelli, bugün yayımladığı taziye mesajında, "Pavarotti, 20. yüzyılın dev şahsiyetlerinden biriydi. İtalyan müziğini sevenler açısından, onun vefatıyla oluşan boşluk asla doldurulamayacaktır" dedi.
71 yaşında pankreas kanserine yenik düşen Pavarotti, 46 yıllık sanat kariyeri boyunca iki kez evlenmişti. Pavarotti´nin ilk eşi Adua Veroni´den Lorenza (44), Cristina (42), Giuliana (39) adlı üç kızı var. Pavarotti´nin 2003´te evlendiği, kendisinden 34 yaş küçük eşi Nicoletta Mantovani´den ise Alice (4) adlı bir kızı bulunuyor.
Coca-Cola tarafından Pozitif Productions organizasyonuyla düzenlenen ´´Rock´n Coke Festivali´´ne yaklaşık 45 bin kişinin katıldığı bildirildi.
Konuya ilişkin yapılan yazılı açıklamada, Hezarfen Havalimanında bu yıl 5´incisi düzenlenen festivale, yaklaşık 45 bin kişinin katıldığı belirtilerek, festivalde 18´i yerli, 14´ü yabancı grup ve sanatçı olmak üzere toplam 218 müzisyenin sahne aldığı kaydedildi.
Gerçekleşmesi için 5 bin 700´den fazla kişinin çalıştığı festivalde 112 kişilik ekibin kuliste görev yaptığı, 30 aracın sanatçı ve ekiplere hizmet verdiği, 27 rehberin yerli ve yabancı gruplara eşlik ettiği anlatılan açıklamada, festival alanındaki müzik kasabasında farklı etkinlikler için 76 adet çadır kurulduğu belirtildi.
Yaklaşık 400 kişilik jandarma ekibinin çalışmalara destek verdiği dile getirilen açıklamada, festivalde kamp için kurulan 3 bin 269 adet çadırda 8 bin 900 kişinin kamp yaptığı anlatılarak, 60 kişilik izci ekibinin de kamp alanı organizasyonuna destek verdiği dile getirildi.
Türk Rock müziğinde kendine özgü vokal tekniği, farklı ve yenilikçi tavrı ile yer edinen Nev, 3. stüdyo albümü "Işığım ve Gölgem"i Pasaj Müzik etiketi ile müzik marketlere sunuyor... "Işığım ve Gölgem", Nev ve Naim Korudağ prodüktörlüğünde 1,5 yılda hazırlandı. 12 şarkının yer aldığı albümde, "Kör Kuyular" ve "Kelebek" şarkılarının 2 farklı versiyonu yer almakta. Albümdeki tüm şarkıların söz ve besteleri Nev´e ait...
"Işığım ve Gölgem"in ilk klip şarkısı "Sükût-u Hayal", elektrik gitarla yapılan nağmeli solo melodisi ile dikkat çekiyor. Nev, "Sükût-u Hayal"de yaşanan aşkı ve yalnızlığı bir başkasıyla dertleşirmişçesine anlatıyor. "Aşk Meydanı" adlı şarkısında ilk defa rap vokal yapan sanatçı, "Cevriye Cabbar"la muzipçe gülümsüyor. Nev yeni albümünü anlatırken "İstedim ki deniz gibi olsun. Hem sığ hem derin olsun. Sanmayın başkadır niyetim, sadece kucaklamak istedim." diyor...
80´lerin naif ve lirik anlayışını 2000´lerin sounduyla birleştiren Nev, her zamanki samimi tavrıyla kendi hikayelerini ve aynası olduğu hikayeleri anlatmaya devam ediyor. Alaturka tınıları Pop-Rock merkezinde uyarlayan sanatçı, "Işığım ve Gölgem"i kendisi ile yüzleşmek, gölgesine sahip çıkmak, bazen bir kelebeği özgürce dokunmadan sevebilmek, ayrılık, acı, mizah gibi temalara değinen bir albüm olarak nitelendiriyor...
Hem davulcu hem de besteci olması dolayısıyla caz dünyasının önemli isimlerinden sayılan Max Roach, 83 yaşında hayata veda etti.
Sanatçının çalıştığı müzik şirketi Blue Note´dan yapılan açıklamada, uzun zamandır rahatsız olan cazcının New York´taki evinde, uykusunda öldüğü belirtildi.
Şarkıcı bir annenin oğlu olan Max Roach, Coleman Hawkins, Dizzy Gillespie, Thelonious Monk, Charlie Parker, Sonny Rollins, Miles Davis gibi 20. yüzyılın büyük cazcılarıyla birlikte çaldı. Büyük bir caz ustası olmanın yanı sıra, Max Roach aynı zamanda bir insan hakları savunucusuydu. Max Roach, 1985´te Nelson Mandela´nın serbest bırakılması için düzenlenen bir konserde Bernard Lubat, Manu Dibango ve Salif Keita ile birlikte çalmıştı.
2001 yılında çıkardığı "Of Deli Gönül" isimli albümüyle müzik dünyasına hızlı bir giriş yapan ve 1.200.000 adetlik bir tiraj sağlayan Tarık, 2003 yılında çıkardığı "Kusursuz Aşk" isimli albümünün ardından uzun bir sessizliğe bürünmüştü. Tarık 4 yıl sonra tüm aranjeleri Erhan Bayrak tarafından hazırlanan "Nerde Kalmıştık" albümüyle sessizliğini bozmaya hazırlanıyor. Seyhan müzik etiketiyle 25 Ağustos´ta müzik marketlerde yerini alacak olan albümün ilk klibi "Zavallı Kalbim" şarkısına dijital sanatlar Mustafa USLU tarafından çekildi...
Amerikan Forbes dergisi, hip hop müziğinin en çok kazanan isimlerini açıkladı. Listede birinci sırada Jay-Z, ikinci sırada 50 Cent, üçüncü sırada ise Puff Daddy yer alıyor.
Hip-Hop müziğinin en çok kazanan ismi 34 milyon dolar gelirle Jay-Z oldu.
Jay-Z, 2006’da tam 34 milyon dolar gelir elde ederek Hip Hop müziğinin tartışmasız en başarılı isimlerinden biri olduğunu kanıtladı. İkinci sıradaysa 32 milyon dolarlık kazancıyla 50 Cent yer alıyor.
Hip hop müziğinin en çok kazanan isimleri belli oldu. Amerikan Forbes dergisinin hazırladığı listeye göre Jay-Z, 2006’da tam 34 milyon dolar gelir elde ederek hip hop müziğinin en çok kazanan şarkıcısı oldu. 37 yaşındaki sanatçının 2006 yılında piyasaya sürülen “Kingdom Come” adlı albümü 2 milyon satmıştı. Beyonce ile yaşadığı aşkla da uzun süre gündemde kalmayı başaran Jay-Z’nin dünyaca ünlü çok sayıda firmayla anlaşması bulunuyor. Aynı zamanda bir plak şirketini de yönetiyor.
Forbes’in listesinde Jay-Z’i, 50 Cent takip ediyor. 50 Cent, 2006’da tam 32 milyon dolar gelir elde etti. 37 yaşındaki sanatçı, giyim sektörü dahil pekçok alanda yatırım yapmış durumda.
Hip-Hop müziğinin en çok kazanan ikinci ismi 50 Cent.
Üçüncü sıradaysa 28 milyon dolarlık kazancıyla Puff Daddy (Sean Combs) yer alıyor.
Timbaland, 21 milyon dolarlık geliriyle dördüncü, Dr. Dre de 20 milyon dolarlık geliriyle beşinci oldu.
Türk Rock müziğinde kendine özgü vokal tekniği, farklı ve yenilikçi tavrı ile yer edinen Nev, 3. stüdyo albümü Işığım ve Gölgem’i Pasaj Müzik etiketi ile yayınlıyor.
Işığım ve Gölgem, Nev ve Naim Korudağ prodüktörlüğünde 1,5 yılda hazırlandı. 12 şarkının yer aldığı albümde, Kör Kuyular ve Kelebek şarkılarının 2 farklı versiyonu yer almakta. Albümdeki tüm şarkıların söz ve besteleri Nev’e ait.
Işığım ve Gölgem’ in ilk klip şarkısı Sükût-u Hayal, elektrik gitarla yapılan nağmeli solo melodisi ile dikkat çekiyor. Nev, Sükût-u Hayal’de yaşanan aşkı ve yalnızlığı bir başkasıyla dertleşirmişçesine anlatıyor. Aşk Meydanı adlı şarkısında ilk defa rap vokal yapan sanatçı, Cevriye Cabbar’la muzipçe gülümsüyor. Nev yeni albümünü anlatırken “İstedim ki deniz gibi olsun. Hem sığ hem derin olsun. Sanmayın başkadır niyetim, sadece kucaklamak istedim.” diyor.
80’lerin naif ve lirik anlayışını 2000’lerin sounduyla birleştiren Nev, her zamanki samimi tavrıyla kendi hikayelerini ve aynası olduğu hikayeleri anlatmaya devam ediyor. Alaturka tınıları Pop-Rock merkezinde uyarlayan sanatçı, Işığım ve Gölgem’i kendisi ile yüzleşmek, gölgesine sahip çıkmak, bazen bir kelebeği özgürce dokunmadan sevebilmek, ayrılık, acı, mizah gibi temalara değinen bir albüm olarak nitelendiriyor.
“Rock’n Roll’un Kralı” olarak anılan efsanevi şarkıcı Elvis Presley, ölümünün 30. yıldönümünde İngiltere pop müzik listelerinde yeniden ilk sıraya çıkarak, tacını korudu.
Elvis’in türlü şarkılarının derlemesi olan “Kral” isimli albüm, bu hafta Londralı şarkıcı Kate Nash’ı birincilikten ederek ilk sıraya yerleşti. Elvis’in bu hafta ilk 10’daki tek yeni şarkıcı olduğu bildirildi.
Lütfi Kırdar Kongre ve Sergi Sarayı’nda düzenlenecek “İstanbul Resitalleri” adlı organizasyon, her ay ünlü bir piyanisti İstanbullu müzikseverlerle buluşturacak. Konserler, Haziran 2008’e kadar sürecek.
Organizasyon kapsamında dünyaca ünlü piyanistler Rustem Hayroudinoff, Alfredo Perl, Dejan Lazic, Daniel Gortler, Cristina Ortiz, Peter Jablonski, Teo Gheorghiu, Ingrid Fliter ve Lukas Vondracek sahne alacak.
Lütfi Kırdar Kongre ve Sergi Sarayı Lütfi Kırdar Büyük Salon’da düzenlenecek konserlerde sanatçılar, Beethoven, Mozart, Debussy, Rachmaninoff, Schoenberg ve Schubert gibi bestecilerin eserlerini seslendirecek.
“İstanbul Resitalleri” organizasyonunda ilk olarak 18 Ekim 2007 perşembe günü piyanist Rustem Hayroudinoff müzikseverlerin karşısına çıkacak.
ABD, Japonya ve Avrupa’da son yılların gözde piyanistlerinden biri sayılan Hayroudinoff, “İstanbul Resitalleri” kapsamında vereceği konserde Mozart, Debuss, Shostakovich ve Rachmaninoff’un eserlerinden bölümler seslendirecek.
Resitaller çerçevesinde 7 Kasım 2007 çarşamba günü ise Alfredo Perl, sahne alacak. Bethoveen, Schumann, Liszt ve Busoni’nin solo çalışmaları ile yaptığı albümlerle müzik dünyasındaki özel bir yer edinen Pearl, “İstanbul Resitalleri” çerçevesindeki konserinde Haydn, Beethoven, Schoenberg ve Schubert’in eserlerini seslendirecek.
Program kapsamında Aralık ayında İstanbul, Dejan Lazic’i ağırlayacak. 4 Aralık 2007 salı günü İstanbullulara bir konser verecek olan Hırvatistan doğumlu sanatçı Dejan Lazic, programında Bartok ve Schubert’in eserlerini çalacak.
2008 yılında da devam edecek olan resitaller serisinde, 18 Ocak 2008 cuma günü ünlü piyanist Daniel Gortler İstanbullularla buluşacak. 1997 yılında Bremen International Piano Competition birincilik ödülü ve New York’ta “Salon de Virtuoso” ödülünü alan Daniel Gortler, İstanbul’daki programında Mozart, Mendelssohn ve Schumann’ın eserlerinden bölümler sunacak.
Cristina Ortiz de resital kapsamında konser verecek piyanistler arasında yer alıyor. 25 Şubat 2008 pazartesi günü İstanbul’da bir konser verecek olan piyanist, 25 yılı aşan konser piyanistliği ve albüm kayıtları ile dünyanın dört bir yanındaki müzikseverlere buluştu.
Beethoven’dan Bernstein’e uzanan çok zengin repertuvarının yanı sıra daha az bilinen kompozitörlerin eserlerine de dikkat çekmeyi başaran Ortiz, İstanbul’daki programında Debussy’nin eserlerini seslendirecek.
İstanbul Resitalleri kapsamında, 20 Mart 2008 perşembe Peter Jablonski, 10 Nisan 2008 perşembe Teo Gheorghiu, 28 Mayıs 2008 çarşamba Arjantinli piyanist Ingrid Fliter ve 7 Haziran 2008 cumartesi günü Lukas Vondracek İstanbullu sanatseverlerle buluşacak.
Bu yıl 1-2 Eylül´de gerçekleştirilecek olan Rock´n Coke´a gitmeye karar veremeyenler için sahne alacak ünlü isimleri yakından tanıma rehberi.
Beş yıldan beri eylül ayı yaklaştığında tüm müzik tutkunlarının heyecanı artıyor. Rock´n Coke´ta çalacak isimleri önemsemeyip annebaba baskısından sadece bir hafta sonu için bile olsa uzaklaşmayı umut eden liseliler festivale çoktan hazır. Bu yazı daha çok gidip gitmemek arasında kalanlar için.
POPÜLER İSİM İSTEYENLERE
Rock´n Coke her ne kadar yılda ortalama 50 bin kişiyi Hezarfen Havaalanı´na toplasa da, kalabalık yüzünden günün keyfini çıkaramayanlar hâlâ karar vermekte zorlanıyor. Kararsızlıklarında hiç de haksız sayılmazlar hani... İçki sırası yüzünden Korn´un sahneye nasıl çıktığını göremeyişimi ya da kapıdaki dehşetengiz kalabalıktan dolayı The Offspring konserine yetişme telaşımı hiç unutamam. Gelelim bu yılki sanatçılardan bazılarına... Popüler isim arayanlar için Franz Ferdinand, basit rock tınılarıyla Hezarfen Havaalanı´nı en fazla inletecek grup olacak. Hem onları dinlemek için sıkı bir rockçı olmanıza da gerek yok. Şarkılarında içinizden geldiği gibi dans edebilirsiniz. İlk albümleri Take Me Out´la beraber bir anda ´herkesin sevgilisi´ konumuna gelen grup, İskoçya´nın gururu oldu bile. İsimlerini I. Dünya Savaşının başlama sebebi olan Avusturyalı Arşidük Franz Ferdinand´dan alan grup, garage-rock ve post-punk´ın önde gelen isimlerinden biri.
EKİP EKSİK, ŞARKILAR TAM
Bugüne kadarki satışlarıyla 17 Platin, yedi Altın ve iki Gümüş Plak ödülü kazanan The Smashing Pumpkins ise yaşayan efsane adını hakkıyla almış bir grup. Yeni albümleri Zeitgeist´ın tanıtımında turne yapmaya karar veren ve sahnelere dönen grubun, dünya çapında 50 milyonluk satış grafiğiyle bize sağlam bir gece yaşatacağı kesin. Hem de en önemli elemanlarından gitarist James Iha ve basçı D´Arcy olmadan bile! Yeni albümlerinin kapağında sular altında kalan Özgürlük Heykeli vesilesiyle küresel ısınmaya dikkat çeken grup, iş şarkılara gelince biraz çuvallamış. Yine o bildik yüksek oktavlı gitarlar mevcut ama yetmiyor. Bir diğer konuk Chris Cornell ise sadece Soundgarden efsanesinin kalıntısı olduğu için bile dinlenmeyi hak ediyor. Konserinde sadece kendi şarkılarını değil eski gruplarından da şarkı söyleyecek. Yeni albümü Carry On´daki pop´a yakın şarkılarını dinleyince "Ne güzel gitar tınıların vardı Chris Abi," demekten kendimizi alamadık. Michael Jackson´ın Billie Jean´ini de içeren albüm, daha önce harikalar yaratan Cornell´ın hayranlarını keseceğe pek benzemiyor. Bu arada son James Bond filmi Casino Royal´in müziği olan You Know My Name, albümün en sağlam şarkısı.
Azeri asıllı Sami Yusuf, İslam ve toplumsal konuları işleyen müziğiyle özellikle Müslüman ülkelerde her geçen gün hayran kitlesini artırıyor. Times dergisine göre Yusuf, İslam’ın en büyük rock starı.
Müzik piyasası, Azeri kökenli İngiliz şarkıcı Sami Yusuf’u konuşuyor.
Times dergisinin İslam’ın en büyük rock starı olarak lanse ettiği 27 yaşındaki Yusuf, geniş bir dinleyici kitlesine ulaşmayı başardı, üstelik hayran sayısını giderek artırıyor.
Bugüne kadar 2 milyon kopya satan albümleriyle adından söz ettiren genç şarkıcıyı cazip kılansa aralarında Türkçe’nin de bulunduğu farklı dillerde şarkılar yapması, şarkılarında da toplumsal konularla din temasını işlemesi.
İstanbul’da da bir klip çeken Yusuf, şarkılarıyla İslam’ın batı dünyasındaki kötü imajını yıkmaya çalıştığını söylüyor:
“Bence birçok Müslüman genç kimlik krizi içersinde. İşte bu noktada benim gibi şarkıcılar diyor ki bakın hem İngiliz hem Müslüman olabilirsiniz, ya Müslüman’sınız ya İngilizsiniz diye bir şey yok.”
Sami Yusuf, yeni albümünü gelecek yıl ortalarında çıkaracak.
İzmirli keman sanatçısı Özlem Adıgüzel, dünyaca ünlü La Scala Tiyatrosu Orkestrası’na katılarak, bu tiyatroda çalan ilk Türk müzisyen oldu. Dünyanın en ünlü sopranolarından olan Leyla Gencer de bu tiyatroda ders veriyor.
Arena di Verona Orkestrası’nda çalıştığı sırada açılan sınavda başarılı olarak bu tiyatro orkestrasına katılan Özlem Adıgüzel, orkestranın dünyanın en önemli şefleri ve sanatçılarını barındırdığını, burada çalmanın kendisini çok heyecanlandırdığını ifade etti.
Haberin devamı
Adıgüzel, “Bir müzisyen olarak bu mesleğin zirvesindeki bir orkestraya dahil olmak gurur verici. Orkestrada ağırlığı Avrupa’dan olmak üzere çeşitli ülkelerden müzisyenlerle ortak müzik yapmak heyecan verici. 1778 yılında kurulan tiyatroda çalan ilk Türk müzisyen olmak, gurur verici. Bu durum beni sevindiriyor ve ayrı bir sorumluluk veriyor” dedi.
Dünyanın en ünlü sopranoları arasında yer alan Leyla Gencer’in bu tiyatroda halen ders verdiğini belirten Adıgüzel, La Scala’ya kabul edilmesi sonrası karşılaştıkları Gencer’in kendisini kutladığını söyledi.
BABASI BANDO ŞEFİ
2005 yılında vefat eden babası Ali Adıgüzel’in Güney Deniz Saha Komutanlığı Bandosu Şefi olduğunu, müzikle iç içe bir ortamda büyüdüğünü belirten Adıgüzel, keman çalmaya 11 yaşında İzmir Devlet Konservatuvarı’nda Candan Nicolai ile başladığını, 1987 yılında Ankara Devlet Konservatuvarı’ndan en yüksek dereceyle mezun olduğunu anlattı.
Fransa’daki Genç Akdenizliler Orkestrası’nda çaldıktan sonra Norveç’te orkestra eğitimi gördüğünü, daha sonra Maryland Üniversitesi’nden burs kazandığını ifade eden Adıgüzel, bundan sonraki dönemde çalışmalarını İtalya’da Cristiano Rossi ve Dora Schwartzberg ile devam ettirdiğini söyledi.
İtalya’da Da Cameristi Lombardi, Artura Toscanini orkestralarında çaldığını, resital ve oda müziği konserleri verdiğini, 1998 yılında Arena di Verona Orkestrası’nın açtığı yarışmada birçok Avrupalı müzisyeni geride bırakarak kadrolu keman sanatçısı olduğunu kaydeden Adıgüzel, 2007 Mayıs ayında La Scala Tiyatrosu’nun açtığı sınavda da başarılı olarak bu orkestraya dahil olduğunu belirtti.
Mayıs ayında sahneye konan Shastakovich’in “Lady Macbeth” operasıyla başladığı La Scala’da, Lorin Mazzel, George Pretr, Ricardo Chailly, Oren gibi ünlü şefler, Pavarotti, Andrea Bocelli, Domingo gibi ünlü tenorlarla ve Slomo Mintz, Kavakos gibi ünlü kemancılarla birlikte çalışma fırsat yakaladığını söyleyen Adıgüzel, dünyada alanında en iyilerle aynı ortamda bulunmanın kendisini motive ettiğini ifade etti.
Müzik kariyerinde vefat eden babasının büyük etkisinin olduğunu belirten Adıgüzel, “Benim için çok büyük planları vardı. Vefat ettiğinde Verona Orkestrası’nda çalıyordum. Şu anda tek üzüntüm babamın beni La Scala’da çalarken görememesi” diye konuştu.
Tarkan´ın vokalisti olarak tanınan Murat Boz: Aşka küstüm! Özel hayata da işe olduğu gibi zaman ayırmak gerekiyor. Oysa ben aynı anda iki işle birden ilgilenemiyorum. O yüzden şu anda aşkım müziğim.
Yakışıklılığıyla genç kızların kalbini fetheden Murat Boz ´Maksimum´ isimli albümüyle adından söz ettirmeye devam ediyor. 7 Mart 1980 yılında Karadeniz Ereğlisi´nde dünyaya gelen Boz, müzik yaşamına 1999 yılında Bilgi Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi´nde başlamış. 2003 yılında İTÜ Türk Müziği Devlet Konservatuvarı Temel Bilimler Bölümü´ne girmiş. Boz müzik yaşamını ve özelini anlattı.
ALBÜM 5 YIL SÜRDÜ
* Sahnelerle tanışmanız nasıl oldu?
1998 ve 99 yıllarında ´Rapsodi´ diye bir grubumuz vardı. O zamanlar Bağdat Caddesi´nde ´Pizza Pina´da sahne alıyorduk. Para kazanmaya orada başladım. Orada kazandığım deneyimler beni bugünlere getirdi diyebilirim. Bunu yeni yeni fark ediyorum.
* Daha sonra neler yaptınız?
Bilgi Üniversitesi´nde okurken Emel Müftüoğlu´na vokal yapmaya başladım. 5 yıl Tarkan´la çalıştım. 2001-2006 yılları arasında Tarkan dışında kimseyle çalışmadım. Arada, arkadaşım olduğu için Burcu Güneş´le sahnede şarkı söyledim. Onun dışında çeşitli albümlerde vokal yaptım.
* Bu albüm nasıl doğdu?
Ozan Çolakoğlu, ´Sana albüm yapalım´ dedi. Biz ilk albüm yapacağız dediğimiz zamandan bu yana 5 yıl geçti. En zor kısım repertuvar oluşturma aşamasıydı. Albümün tarzına Ozan ile birlikte karar verdik. Ben nasıl müzik dinlemeyi seviyorsam, o tarzda bir albüm yaptık. Biraz klasik olacak ama hoşuma giden her tür müziği dinlerim ve bu albümde de neredeyse hoşuma giden her tarz şarkı var. Alaturka ezgili parçaların yanında rap, pop ve R&B tarzı şarkılar da var. Benim müzikal zevkim bu albüme tamamen yansıdı. AŞKI BULAMADIM BEN...
* Yakışıklı olmanızın bu kadar kısa sürede tanınmanızda etkisi var mı?
Sadece fiziğin düzgün olması da yetmiyor, sahne eğitiminizin olması lazım. Dünyada da bu böyle. Ses ve fizikle birleşirse kesinlikle güzel sonuçlar doğuruyor. O da bende var. Ama bunun yanında işinizi de iyi yapmanız lazım. İkisi dengede olduğu sürece başarı geliyor.
* Günlük hayatınızda neler yaparsınız?
Şunu rahatlıkla söyleyebilirim ki, benim 3-4 yıldır özel hayatım neredeyse hiç yok! Kendime bile zaman ayıramıyordum. Hemen hemen her günümü stüdyoda geçiyorum. Diğer zamanlarda da spora gidiyordum. Önümüzdeki dönemde de Viyana, Amsterdam, Münih, Ankara, Antalya, Eskişehir gibi yerlerde konserlerim var. Bu yüzden kendime zaman ayıramıyorum ama bu durumdan da şikayetçi değilim. Aslında çok duygusal bir insanım. Duygularımla varım. Aşk hayatım herhalde bir 3 yıldır bitmiş vaziyette. Zaten, ´Aşkı bulamam ben´ diye çıktım ortaya.
* Bundan sonra bulacak mısınız?
Bilmiyorum... Aramıyorum da. Küstürdüler beni aşka. Belki de bulurum. Zaman ayrılması gereken bir konu bu. İşime verdiğim emek gibi ilişkiye de çaba sarf etmek gerekiyor. Aşka da zaman lazım... Oysa ki ben aynı anda iki işle birden ilgilenemiyorum. O yüzden şu anda aşkım müziğim. (Marie Claire)
Tarkan´ın vokalisti olarak tanınan Murat Boz: Aşka küstüm! Özel hayata da işe olduğu gibi zaman ayırmak gerekiyor. Oysa ben aynı anda iki işle birden ilgilenemiyorum. O yüzden şu anda aşkım müziğim
Bu yıl 5. yaşını Franz Ferdinand, Manic Street Preachers, The Smashing Pumpkins, Chris Cornell ve daha birçok büyük grupla kutlayacak Rock´n Coke için geri sayım başladı. Her yıl sadece bir kez yaşayabileceğin bu iki alternatif gün için hazırlıklara başlamalısın.
Çadırın hazır mı?
Müzikle yatıp müzikle kalkan toplulukların yaşadığı müzik kasabasında kamp alanı biletleri için acele et! Kasabanın sakinleri arasındaki yerini almak için hemen harekete geçmelisin.
Özgün “Nöbetçi Aşık” adlı yeni albümünün ikinci klibini “Acıyı Çeken Anlar” adlı şarkıya çekti. Türk-Yunan ezgileri taşıyan parça için Demirciköy’de doğanın içinde kameraların karşısına geçen Özgün’e Alman manken Maya da görüntülerde eşlik etti.
Türk genci ile Yunanlı genç kızın birtürlü bir araya gelememesini anlatan klipte Özgün hem Zeybek, hem de Sirtaki oynuyor. Bu nedenle Ziynet Sali’den Sirtaki dansı ve tabak kırmayı öğrenen sanatçı bütün bunları yeni klibinde sergiledi.
Krema Works’ün yapımcılığını, Murat Küçük’ün yönetmenliğini üstlendiği klip için doğanın içinde bir kır kahvesi dekoru hazırlandı. Yaklaşık 20 saatlik çekim sonrasında Özgün “Çok yoruldum ama tam istediğim gibi bir klip oldu. Umarım hayranlarım da benim kadar beğenir” dedi.
Özgün’ün sözü ve müziği İsra Gülümser ile kendisine ait olan “Acıyı Çeken Anlar” adlı şarkısının klibi önümüzdeki hafta içinde müzik kanallarında yayınlanmaya başlayacak.
